Efendi Babamız Ali Haydar Ahishavî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri, 1 Ağustos 1960 senesinde vefât etmişti. Muhabbetini gönlümüzde her dâim canlı tuttuğumuz Efendi Babamız (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’ni vefâtının sene-i devriyesi vesilesiyle hayatından kesitleri sizlere takdîm etmek suretiyle bir kez daha hayırla, minnetle ve şükranla yâd ediyoruz. Bu yazımızda, Osmanlı’da vazife aldığı kurumlara ve bu kurumlardaki hizmetlerine yer veriyoruz.
Efendi Babamız Ali Haydar Ahıshavî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’nin Vazife Aldığı Kurumlar ve Hizmetleri
Ali Haydar Ahishavî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri, Osmanlı devrinde üst düzey ilmî müesseselerde vazife aldığı gibi, önemli kurumlarda da vazife almak suretiyle mühim hizmetlerde bulunmuştur. İlgili kurumların her biri, hayatî önemi hâiz kurumlardır. Yapılmış olan vazifeler, fıkhın kurumsal olarak gelişimini ve hayatın içindeki konumunu da ortaya koyan vazifelerdir. Ali Haydar Ahıshavî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’nin îfâ ettiği vazifeler sırasıyla şöyledir:
Fetvâhâne Müsevvidliği
Fetvâhâne, Osmanlı Devleti’nde meşihât makamı içerisinde fetvâ işlemlerinin yürütülmesi için teşekkül etmiş mühim bir kurumdur. Kânûnî Sultan Süleyman devrinde Zenbilli Ali Efendi’nin Şeyhülislâmlığı’nın son döneminde kurulduğu belirtilmektedir. Fetvâhânenin vazifesi, resmî olsun, gayr-ı resmî olsun kişi veya kurumların her türlü dînî ve hukûkî sorusuna cevap hazırladıktan sonra bu cevabı onay için Şeyhülislâm’a sunmaktır. Bu kurumun Şeyhülislâmlıktan ayrı bir daire olarak teşekkülü konusunda farklı bilgiler yer almaktadır. Bu dairenin, İsmailağa Camii’mizin bânîsi Ebûishak İsmâil Efendi (Rahmetullâhi Aleyh)in Şeyhülislâmlık vazifesinden ayrıldıktan sonra ayrı bir kurum olarak teşekkül etmiş olduğu da bildirilmektedir.
Fetvâhâne müsevvidliği, başında Reisü’l-Müsevvid makamının bulunduğu, kendi içinde muhtelif seviyeleri bulunan bir vazifedir. Bu alanda vazifeli olan âlimler, resmî ya da gayr-ı resmî kurum, kuruluşlarla şahısların sordukları suâlleri, fetvâ metnine uygun şekle dönüştürmekle vazifelidirler. Kurum, kendisine yöneltilen suâlleri, cevabı sözlü olarak talep edildiği takdirde sözlü; yazılı olarak talep edildiği takdirde ise yazılı olarak cevaplayan bir kurumdu.
Ali Haydar Ahıshavî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri bu kurumda önce 2. Sınıf Müsevvidliği vazifesini yürüttükten sonra kısa sürede 1. Sınıf Müsevvidlik vazifesine yükselmiştir.[1]
Te’lîf-i Mesâil Heyeti Reisliği
Te’lîf-i Mesâil Heyeti, Fetvâhâne bünyesinde yer alan bir kurumdur. Nikâh, talak, nafaka gibi konulardan akla gelen hemen her konuya dair fetvâların ve mesâilin derlenerek kitap hâline getirilmesi, fetvâların tetkik ve ıslahının gerçekleştirilerek bunlardan mecmuâ oluşturulması ve vakıf, arazi gibi çokça tartışılan ve ihtilaflara sebep olan mesâilin tanzim edilmesi gibi konular, Te’lîf-i Mesâil Heyeti’nin vazife ve hizmetlerindendi. Bu kurumun çalışmaları aynı zamanda üç ayda bir Fetvâ eminine de bildirilirdi. Merhûm Ömer Nasuhi Bilmen de bu kuruma bağlı bir birimde, Ali Haydar Ahishavî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’nin başkanlığında âzâlık vazifesi îfâ etmiş biri olarak, ‘Hukûk-ı İslâmiyye ve Istılâhât-ı Fıkhiyye Kamûsu’ adlı meşhur ve maruf kitabında bu kurumdan, üyelerinden ve yapılan çalışmalardan yer yer bahsetmiştir.[2]
Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye’de İki Bölümün Hazırlanması
Efendi Babamız Ali Haydar Ahishavî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri, Te’lîf-i Mesâil Heyeti Başkanlığı yaptığı vetirede, Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye’nin tamamlanması konusunda ve diğer tedvîn faaliyetlerinde büyük hizmetlerde bulunmuştur. Mecelle’nin Kitâbü’l-Büyû‘ ve ‘Kitâbü’l-İcâre’ bölümlerinin hazırlanmasında önemli bir paya sahiptir.
Dört Mezheb Müftülüğünün Tescîli
Efendi Babamız Ali Haydar Ahishavî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri, dört mezhebe göre fetvâ verebilen ender fakihlerden birisiydi. Fetvâhânedeki vazifeleri, Te’lif-i Mesâil Heyeti Reisliği vazifesi ve Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye’ye hizmetleri onun, dört mezhebin fıkhına hâkim olduğunu resmî olarak da gösteren önemli bilgilerdir.
Huzur Dersleri Başmuhatablığı
Ali Haydar Ahıshavî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri, Osmanlı’nın son padişahları (dört padişah) döneminde onların huzurunda gerçekleşen ve ‘Huzûr-ı Hümâyûn Dersleri’ olarak bilinen derslere önce ‘Muhatab’ sıfatıyla, daha sonra da ‘Başmuhatab’ sıfatıyla katılmıştır. Bu derslere katılma şerefine nâil olmak; sarayın âlimlere olan hürmetini ve Şeyhülislâm’ın, devrin âlimler arasından özel seçimiyle muhatab kabul edilmiş âlimlerin kıymetini görme açısından önemlidir.[3]
Dipnotlar
[1] Fetvâhâne hakkında detaylı malumat için bkz. Ferhat Koca, “Fetvahane”, DİA, c.12, s.496-500.
[2] Te’lif-i Mesâil Heyeti hakkında detaylı mâlumat için bkz. İslam Demirci, “Osmanlı Şeyhülislâmlık Kurumunun Bir Birimi ‘Te’lîf-i Mesâil Şubesi’, İslâm Hukuku Araştırmaları Dergisi, Sayı:9, 2007, s.143-170.
[3] Huzur Dersleri hakkında detaylı mâlumat almak için bkz. Eski Ramazânlar: Huzur Dersleri