Meşhûr Medârikü’t-Tenzîl ve Hakâiku’t-Te’vîl Sâhibi Ebu’l-Berekât en-Nesefî Hazretleri
Ebü’l-Berekât en-Nesefî (Rahimehullah), günümüzde Özbekistan toprakları içerisinde yer alan Nesef (Karşı) şehrinde dünyaya gelmiştir. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak onun, Hanefî fukahâsından Şemsüleimme el-Kerderî (Rahimehullah)ın talebesi olduğu dikkate alınarak, muhtemelen hicrî yedinci yüzyılın ilk çeyreğinde (620/1223 yılı civarında) dünyaya geldiği tahmin edilmektedir.
Moğol istilâsının bütün tahrîbâtına rağmen, o dönemde İslâm dünyasının ve özellikle Hanefî mezhebinin en önemli ilim merkezlerinden biri olma niteliğini koruyan Buhâra’da tahsilini sürdürdüğü anlaşılan Ebü’l-Berekât en-Nesefî (Rahimehullah), Şemsüleimme el-Kerderî’nin yanı sıra devrin önemli bilginlerinden olan Bedreddîn Hâherzâde (Rahimehullah) ve Hamîdüddîn ed-Darîr (Rahimehullah)dan de ders almıştır.
İslâmî ilimlere dair eğitimini Buhâra’da tamamlayan Ebu’l-Berekât en-Nesefî (Rahimehullah), döneminde yaşanan siyasî istikrarsızlıklar sebebiyle, muhtemelen hicrî 671 yılında buradan ayrılarak daha güvenli bir yer olan Kirman’a yerleşmiştir. Kirman’daki Kutbiyye-Sultâniyye Medresesi’nde uzun yıllar müderrislik yaptığı bilinen Nesefî (Rahimehullah), bu vazifesi esnasında muhtelif eserler ve ders kitapları yazmış, bunlardan bazılarını talebelerine bizzât kendisi okutmuştur. Nesefî (Rahimehullah)ın yetiştirdiği çok sayıda talebe içerisinden yalnızca Muzafferüddîn İbnü’s-Sââtî (Rahimehullah), Hüsâmüddîn es-Siğnâkî (Rahimehullah)ın isimleri zikredilmektedir.
Ebü’l-Berekât en-Nesefî (Rahimehullah)ın Kirman’da ne kadar kaldığı, bu arada başka yerlere yaptığı ilmî seyahatler ve görüştüğü kimseler hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Bununla birlikte Nesefî (Rahimehullah)ın 710 yılında Bağdat’a yaptığı ziyaret kayda geçmiştir. Kaynakların belirttiğine göre bu ziyaretten dönüş yolculuğunda rahatsızlanan Nesefî (Rahimehullah), Hûzistan eyâletine bağlı Îzec (Mâlülemîr) şehrinde 710 yılının Rebîülevvel ayında bir cuma gecesi vefat etmiş ve orada defnedilmiştir.[1]
Hocaları
- Şemsüleimme el-Kerderî (Rahimehullah)
- Bedreddîn Hâherzâde el-Kerderî (Rahimehullah)
- Hamîdüddîn ed-Darîr (Rahimehullah)
Talebeleri
- Muzafferüddîn İbnü’s-Sââtî (Rahimehullah)
- Hüsâmüddîn es-Siğnâkî (Rahimehullah)
Eserleri
Fıkha Dair Eserleri
- el-Müstasfâ: Ebu’l-Kâsım Muhammed es-Semerkandî’nin (Rahimehullah)ın en-Nâfi‘ adlı eserine yazılmış bir şerhtir.
- el-Musaffâ: Meşhur Hanefî fıkıh ve kelâm âlimi Ebû Hafs Necmeddîn Ömer en-Nesefî (Rahimehullah)ın Ebû Hanîfe (Rahimehullah) ile İmâm Şafiî (Rahimehullah) ve İmâm Mâlik (Rahimehullah) arasındaki fıkhî ihtilâfları konu edinen el-Manzûmetü’n-Nesefiyye isimli eserinin bir şerhidir.
- el-Vâfî: Kaynakların naklettiğine göre başlangıçta Burhâneddîn el-Merginânî (Rahimehullah)ın meşhûr eseri el-Hidâye’yi şerh etmeyi düşünen Nesefî (Rahimehullah), daha sonra bu niyetinden vazgeçmiş ve el-Hidâye’nin üslûbuna uygun olarak el-Vâfî adlı eseri kaleme almıştır.
- el-Kâfî fî Şerhi’l-Vâfî: Nesefî (Rahimehullah)ın el-Vâfî adlı eserine kendisinin yazdığı bir şerhidir. el-Hidâye’nin eksik ve muğlak yönlerini tamamlamak amacıyla kaleme alınan şerhin hazırlanmasında ez-Ziyâdât, el-Câmiu’l-kebîr, el-Câmiu’s-sağîr, el-Manzûme ve el-Mebsût gibi önemli Hanefî kaynaklarıyla bazı fetâvâ ve vâkıât kitaplarından yararlanılarak hazırlanmıştır.
- Kenzü’d-Dekâik: el-Muhtâr, el-Vikâye ve Mecmau’l-Bahreyn ile birlikte Hanefî fıkhının dört mûteber kaynağından birini teşkil eden bu eser, Nesefî (Rahimehullah)ın el-Vâfî adlı eserinin bir özeti mâhiyetindedir.
Fıkıh Usûlüne Dair Eserleri
- Menârü’l-Envâr: Pezdevî (Rahimehullah) ile Serahsî (Rahimehullah)ın el-Usûl adlı eserlerinden hareketle kaleme alınmış ve tertîbinde Pezdevî (Rahimehullah)ın tarzına sâdık kalınmıştır. Nesefî (Rahimehullah)ın eserde bütün fıkıh usûlü konularını özet halinde vermesi ve Hanefî mezhebinde tercih edilen görüşleri “sahîh”, “muhtâr” vb. ifadelerle beyân etmesi, eserin ilmî çevrelerce beğenilmesini ve üzerinde en fazla çalışma yapılan metinler arasında yer almasını sağlamıştır. Eser, müstakil olarak ve şerhleriyle birlikte pek çok defa neşredilmiştir.
- el-Münevvir fî Şerhi’l-Menâr: Nesefî (Rahimehullah) , el-Menâr üzerine biri kısa diğeri daha uzun olmak üzere iki şerh kaleme almıştır. Bunlardan ilki el-Münevvir’dir.
- Keşfü’l-Esrâr fî Şerhi Menâri’l-Envâr: “Musannifin Şerhi” adıyla da tanınan eser, Nesefî (Rahimehullah)ın el-Menâr üzerine daha geniş olarak kaleme aldığı ikinci şerhtir.
Tefsire Dair Eserleri
- Medârikü’t-Tenzîl ve Hakâiku’t-Te’vîl: Nesefî (Rahimehullah)ın en meşhur eserlerinden addedilen bu tefsir, büyük ölçüde Zemahşerî’nin meşhur eseri el-Keşşâf’tan istifade edilerek meydana getirilmiştir. Dirâyet tefsirleri içerisinde yer alan eserde aynı zamanda hadislerle, sahâbe ve tâbiîn görüşlerinden oluşan rivâyet malzemelerine de yer verilmiştir. Nesefî (Rahimehullah), eserinde belirttiğine göre çevresindekilerin de teşvikiyle ne okuyucuyu usandıracak kadar uzun, ne de anlaşılamayacak kadar kısa olan, orta hacimde, i‘râb ve kırâat farklarını gösteren, bedî‘ ve işârât ilimlerini ihtiva eden, Ehl-i sünnet’in görüşlerini ortaya koyan ve ehl-i bid‘at inançlarından da uzak duran bir eser meydana getirmek maksadıyla böyle bir tefsir yazmaya karar vermiştir.[2]
Kelâm İlmine Dair Eserleri
- el-Umde: Eserde kelâmî meseleler ele alınırken öncelikle Mâtürîdî mezhebinin görüşü kısa ve öz olarak aktarılmış, daha sonra muhâlif fırkaların görüşlerine yer verilerek bunlara çeşitli istidlâllerle cevap verilmeye çalışılmıştır. Bilgi problemi, Allah’ın varlığı ve sıfatları, nübüvvet bahsi, kulun fiilleri, rızık, îmân, sem‘iyyât ve imâmet gibi klasik kelâm konularının tamamını ihtivâ eden eser, sade bir dil ve anlaşılır bir üslûpla kaleme alınmıştır.
- el-İ‘timâd fi’l-i‘tikâd: el-Umde üzerine müellifin kendisi tarafından kaleme alınmış bir şerh çalışmasıdır. Açık ve anlaşılır bir üslûba sahip olan eser klasik kelâm konularının tamamını ihtivâ etmektedir
Dipnotlar
[1] Zehebî, et-Tefsîr ve’l-Müfessirûn, 1/304.
[2] Nesefî, Medârikü’t-Tenzîl ve Hakâiku’t-Te’vîl, 1/13-14.