İslâm dini güzel olan her hasleti övmüştür. Bu güzel hasletlere sahip kişilere İslâm dini, hayatlarını imanın nuru ile nurlandırmaları halinde de onlara ebedi saadeti vaad etmiştir. Bunun da ötesinde Mevla Teâlâ Hazretleri bazı insanları peygamberlikle vazifelendirmiştir. Bu şahsiyetler bizim hayatımızda bir rol-model olarak karşımıza çıkmaktadır. Peygamberler günahlardan korunma ve ahlakları gereği en mükemmel insan profilleridir. Bu güzel haslet sahibi şahsiyetlere uymakta yine dinimizin bize bir emridir.
Sen Büyük Bir Ahlâk Üzeresin!
Dîn-i mübîn-i İslâm, güzel ahlaklı olmayı övmüştür. Güzel ahlak; hiçbir şeyde aşırıya kaçmadan orta yolu bulmaktır. Tüm sosyal ve beşerî faaliyetlerinde kişi daima orta yolu tutmalıdır. Bununla beraber hayatımız devamlı değişen bir süreç içerisindedir. Bu süreçte kişiler son nefesine kadar kendine örnek alabileceği şahsiyetler tanır ve tabi olurlar. Biz Müslümanların yegâne örneği Hazreti Muhammed Mustafa (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)dir. Nitekim Cenab-ı Hakk şöyle buyurmuştur: “Muhakkak ki sen elbette pek büyük bir ahlâk üzeresin!”[1] Bir insanın ahlakını insanlar arasında yine en iyi bilenlerden birisi de onun eşidir. Bir defasında Âişe annemize, Peygamberimizin ahlakı sorulduğunda, Hazreti Âişe validemiz (Aleyhisselâm) Efendimizin ahlakını şöyle anlatmıştır: “Sen Kur’an okumuyor musun? Onun ahlakı Kur’an’dı.”[2] Yani Kur’ân-ı Kerim neyi emrettiyse yapmış neyi de yasaklamışsa da onu yapmamıştır. Nihayetinde ise Peygamber (Aleyhisselâm), ahlakını Kur’ân ahlakı merhalesine çıkarmıştır.
Üsve-i Hasene
Ahzâb Sûresi 21. Ayeti kerimede Allâh Teâlâ Hazretleri Peygamber (Aleyhisselâm) için اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ ifadesini kullanmaktadır. Ayet-i Kerimede “İçinizden Allah’ın lutfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Rasûlullâh’ta güzel bir örneklik vardır.”[3] buyrulmaktadır. Peygamber (Aleyhisselâm) yine bir hadis-i şerifte ahlakını ümmetine şöyle anlatmıştır: “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”[4] Ümmet olarak bizlere düşen Peygamberimizin doğum ayı olan Rebîulevvel ayında ahlaki olarak yaptığımız yanlışlardan dönüp tövbe etmektir. (Aleyhisselâm)ın doğum ayında bol bol tövbe, istiğfar ve salavatı şeriflerle manevi olarak yeniden doğmamız gerekmektedir. Aksi halde yukarıda okunan ayet ve hadislerde açık açık ahlakı ortada olan Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e layık olamayız. Hatta düşmanlarının bile ona güvendiği ve ona “Emin” diye hitap ettiği bir peygamberin ümmeti olarak acilen kendimizi toparlamamız ve yeniden insanlığa umut olmamız gerekmektedir. Aksi halde ebedi hayata irtihal ettiğimiz vakit ahlakımız ve imanımız ne kadarsa ona göre bir muamele göreceğiz ve ahlakı zayıf olan kimseler olarak oraya gidersek Kur’ân ahlakına sahip Peygamberin yanında olamayız.
Ahlakımızı Nasıl Düzeltiriz?
Mademki bizim örneğimiz Rasulullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)dir. Bizlere düşen onun ahlakını edinip toplumları yeniden yeşertmektir. Bunu da başta Kur’ân-ı Kerim’i bol bol okuyup anlamakla, İslami İlimleri okumakla ve bu ilimler içerisinde Siyer-i Nebi’yi bol bol okumak ve öğrenmekle (Aleyhisselâm)ı daha iyi tanır ve yaşarız. Onu tanımak sünnetini öğrenmek demektir. Dinimizin ikinci kaynağı olan sünneti öğrendiğimiz zaman Allâh’ın da yardımı ile başta kendimiz, ailemiz ve toplumumuz bu çöküntüden kurtulmuş olacağız. Mevlid-i Nebi ayını idrak ettiğimiz şu günlerde gelin hep birlikte “Siyer-i Nebi” okumaları yapalım. Bu ayda elde edeceğimiz Siyer okuma alışkanlığını devam ettirip hayatımızın geri kalanını haftalık “Siyer-i Nebi” okuma programları ile devam ettirelim. Bunu yapmakla Peygamber (Aleyhisselâm)a olan sevgi ve muhabbetinizi göstermiş olur ve ona layık olabilme yolunda uğraşmamızın sevincini hep birlikte yaşarız.
Mevla Teâlâ Hazretleri hepimizin evlerini Rasulullâh (Aleyhisselâm)ın ahlakının konuşulduğu, yaşandığı ve gerekli derslerin alındığı evler eylesin. Âmîn Âmîn Âmîn
[1] (Kalem Sûresi, 5)
[2] (Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 26.)
[3] (Ahzâb Sûresi, 21)
[4] (İbn Hanbel, 2, 381.)