Osmanlı’ya ilk Haçlı Saldırısı: Sırpsındığı Savaşı
Osmanlı Devleti’nin Balkanlarda hızla ilerlemesi, bütün Hristiyan dünyasında büyük paniğe sebep olmuştu. Özellikle Edirne ve Filibe’nin fethedilmesi sonucu, Avrupa ile İstanbul arasındaki yol kesintiye uğramıştı…..
Devamını okuBalkanları Nasıl Kaybettik?
Osmanlı Devleti’nin zayıflayarak, Balkanlardaki Hristiyan milletler üzerinde üstünlüğünü kaybetmesi ile, birçok millet bağımsızlığını ilan etmişti. Batılı devletlerin kışkırtması ve yardımları ile kurulan bu devletler, Osmanlı….
Devamını okuAffedilmeyen Günah
İslâm dininde, “Kul Hakkı” meselesi muazzam bir yer tutmakta olup, çok geniş bir açıdan tahkik edilmesi gereken bir meseledir. Şüphesiz, içinde yaşadığımız dünya hayatında, karşılaştığımız….
Devamını okuTayy-i Mekân Ne Demektir?
Lügavî anlamı itibarıyla bir şeyi dürmek, bir kısmını diğerine katmak gibi manalara tekabül eden “Tayy” kelimesi, zaman ve mekâna izafe edilmekle, “Zamanın veya mesafesinin dürülmesi” anlamına….
Devamını okuÜç Padişahı Barıştıran Şeyh Ubeydullâh El-Ahrâr (Kuddise Sirruhû)
Nakşîbendi Silsilesi içinde yer alıp, büyük tasarruf ve kerâmet sahibi bir zât olan, Mevlânâ Ubeydullah Ahrâr (Kuddise Sirruhû) hazretlerinin hayatında, Sultan ve hükümdarlar ile olan….
Devamını okuOsmanlı-Rus Savaşı ve Kırım Yurdu
Avrupa toprakları üzerinde hızla güç kazanmaya başlayan Rusya Çarlığı, 1853 yılından itibaren, Osmanlı devletini yıkmaya yönelik siyasete başladı. Osmanlı’nın yıkılması diğer Avrupa devletlerinin, özellikle İngiltere….
Devamını okuŞerîat, Tarîkat, Ma‘rifet ve Hakîkat
Hazreti Mevlânâ (Kuddise Sirruhû), Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat arasındaki farkı soran bir öğrencisine; “Karşı medresede rahlelerine eğilmiş ders çalışan dört kişi var. Sen git….
Devamını okuKudüs Fethi Habercisi: Hittîn Savaşı
Papa’nın çağrısı sonrası düzenlenen 1. Haçlı seferi ile toplanan Hristiyan orduları, 1099 yılında Kudüs şehrini ele geçirmiş ve tarihte yapılan en büyük katliamlardan birini gerçekleştirmişti…..
Devamını okuİlk Fitne: Mescid-i Dırâr
Sözlükte “zarar vermek, muhalefet etmek, sıkıntı vermek” anlamına gelen dırâr kelimesi mescid kelimesiyle birlikte Kur’ân-ı Kerîm’de “Mesciden Dırâren” şeklinde geçmekte ve âyette münafıkların yaptığı bu….
Devamını okuNakşî Meşâyıhında “Ehl-i Sünnet” Hassasiyeti
Nakşibendî Meşâyıhı, Sünnet-i Seniyye’ye ittiba hususunda her zaman dikkatli ve tavizsiz davranmış ve bu sebeple, hayatları ve sözleri bu ittibanın tesiri ile teşekkül etmiştir. Onlar….
Devamını oku