Sizler ki bu fani dünyaya geldiniz. Sizlere biraz tembihler edeceğim. Yerine getiresiniz.
Validenize diyesiniz ki: “Beni halk eden (yaratan) Hazreti Mevlâ’dır. Cümleyi o halk buyurmuştur. Beni ona havale eyleyesiniz. Beni ancak o muhafaza edebilir ve beni o büyütebilir. Terbiye ve ahlakı o ihsan eder. Her türlü afetten kurtarır. Siz beni düşünmeyesiniz. Ehli dünya olanlar gibi değil, Ehlullâh olanlar gibi Allah-u Teâlâ Hazretlerinin bir yavru kulu olduğum için beni sevesiniz ve o niyetle bana yardım edesiniz.
Eğer ehli dünya olanlar gibi yapar iseniz Mevlâ’mızın nazarından düşmek tehlikesi olabilir, bilesiniz.
Bana hizmet ederken Zikrullâh ile beraber edesiniz. Zira gaflet ile olan hizmetlerle büyüyenler ancak kaba ve gaflet adamı olacaklarını bilesiniz. Eğer beni o büyük dostların arasında bulundurmak isterseniz dünya kelamlarını lisana getirmeyesiniz. Mevlâ beni size hediye eyledi. Siz de beni tekrar gönülden Mevlâ’mıza hediye edesiniz. Belki kabul eder.
Dünya için ve nefis için yapılan bir şey, ibadet de olsa kıymeti olmadığını bilesiniz. Ama her ne şey ki Allah aşkına ola, meşru oldukça ibadet olur bilesiniz. Belki böyle hareket ederseniz Mevlâ Teâlâ Hazretleri bana başka hususi bir muamelede olur (bulunur).”
[Sevgili Mürşidimiz Mahmud Efendi Hazretleri, Mektuplar, 162. Mektup]