İstisnasız her şeyi olduğu gibi, zamanı da yaratan ve bazı zaman dilimlerini husûsî fazîletlerle donatıp, yalnızca kendisine kulluk etmeleri için yarattığı insanların hâlis niyet, tevbe, istiğfâr ve sâlih amellerle kulluk şuûruna erişme fırsatı olarak takdîr eden Allah Te‘âlâ’ya nihâyetsiz hamd-ü senâlar olsun.
Salât-ı Selâm, bu fazîletleri bizlere öğreten Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e olsun.
Yeni hicrî senenin girişiyle birlikte, haram aylardan olmakla pek çok fazîleti hâvî bulunan mübârek Muharrem ayının ilk on gününü geride bırakıp, tarihte pek çok hâdisenin vuku bulduğu, Peygamberler tarafından ta‘zîm edilmiş olan Âşûrâ gününe eriştik hamd olsun.
Geçtiğimiz senelere nazaran halk nezdinde Âşûrâ günü başta olmak üzere, fazîletli diğer gün ve gecelere olan rağbette görülen artış, gelecek adına ümit vericidir. Bu gelişmelere bağlı olarak Âşûrâ gününü ihyâ konusunda çeşitli etkinlikler tertip edilmekte, ikrâmlarda bulunulmakta ve mü’minler bu mübârek günü topyekûn ihyâ konusunda hassasiyet göstermektedirler. Tevbe ve istiğfâr, ameller ve duâlar, topyekûn gerçekleştirildiğinde, Mevlâ Te‘âlâ katında muhakkak daha sevimlidir.
Asrımızın en büyük sorunu; İslâm âlemini ve dahî bütün cihanı kuşatmış olan iç ve dış karışıklıklardır. Âşûrâ günü târihî açıdan değerlendirildiği takdirde, insanlığın içerisinde bulunduğu sorun sarmalına bakan yönüyle de mühim bir kurtuluş günüdür. Zira bu günde Peygamberlere ihsânlarda bulunulmuş ve ümmetleriyle birlikte, salâha ve felâha kavuşmuşlardır.
Bu güzel hatıraların yanında Muharrem ayının onuncu günü olan Âşûrâ günü, Hazreti Hüseyin (Radıyallâhu Anh)ın ve beraberinde bulunan ehl-i beyt mensuplarının da şehid edilmesi gibi üzücü hâtıraları da kapsamaktadır. Elemi ve gamı asırlar süren Kerbelâ misali üzücü hâdiselerin gelecekte bir daha tekrar etmemesini dileriz.
Tarih bizim için ikaz ve ibret vesikası, geçmişteki nimetlerin hatırlanıp hatalara ise bir daha düşülmemesi konusunda önemli dersler bütünüdür. Bu derslerden hissedâr olarak idrâk ettiğimiz Âşûrâ gününün, sözünü ettiğimiz karışıklık ve kargaşa ortamının son bulmasına ve insanlığın, salâha ve felâha kavuşmasına vesile olmasını Cenâb-ı Hakk’tan niyâz eder, Mübârek Âşûrâ günü ve gecesinde işleyeceğiniz amellerinizin makbul ve yapacağınız duâlarınızın kabul olmasını temennî ederiz…
İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı