Osmanlı Devleti’nin manevi anlamda büyümesinde ve gelişmesinde büyük katkısı olmuş bir Allah dostudur. “Somuncu Baba” lakâbıdır. Kaynaklarda ismi Hamid-i Veli, Şeyh Hamidi Veli, Hamidüddün-i Veli veya Hamid Hamideddin-i Veli olarak geçmektedir. Kayseri’de[1] veya Aksaray’da[2] doğduğuna dair rivayetler vardır. Babası Horasan Erenlerinden olan Şemsettin Musa Efendi’den ilk ilim tahsilini yapmıştır. Daha sonra Şam’a giderek, birçok âlimden ilim okudu.
Şam’da ilim tahsili için bulunduğu sıralarda, tasavvuf yoluna heveslenerek, Bâyezîd-i Bistâmî (Kuddise Sirruhu)’nun ruhaniyetiyle terbiye edildi ve Üveysî oldu. [3] Daha sonraları ise Tebriz yakınlarındaki Hoy şehrinde yaşayan Şeyh Alâeddin Erdebîlî’nin yanına gitmiş, zikir meclisine katıldıktan sonra ona intisap ederek, zâhiri anlamda bir mürşide bağlanmış oldu.
Bursa’ya Gelişi
Somuncu Baba (Şeyh Hamid-i Veli) (Kuddise Sirruhu), Şeyhi Alâeddin Erdebîlî’nin emri ile Bursa’ya yerleşmiş ve irşad vazifesini yapmaya başlamıştı. Şeyh Efendi, çok sevdiği talebesini Bursa’ya gönderirken şu cümleyi sarf etmiştir: “Diyâr-ı Acem’de emanet olarak bulunan esrâr-ı ilâhiyye onunla birlikte diyâr-ı Rûm’a intikal etti” Bursa’da ikamet ettiği sıralar, hallerini gizleme yolunu seçen bu mübarek zat, halkın arasına karışarak sakin bir yaşam sürdü.
Merkebiyle ormandan odun getirip, bu odunlarla ekmek pişirdiği ve ekmekleri sırtına yüklenerek sokak sokak dolaşıp “Somunlar, Müminler!” diye bağırarak halka dağıtırdı. [4] Kendisine bu sebepten dolayı, Somuncu Baba lakabı verilmişti. Kullandığı fırın günümüze kadar ayakta kalmış ve günümüzde de ziyaret edilmektedir. Büyük Velîlerden, Hacı Bayram Velî (Kuddise Sirruhu) onun müritlerinden idi.
Fatiha’ya 7 Farklı Mana
Sultan Yıldırım Bayezid tarafından, Niğbolu savaşının zaferle neticelenmesinin şükrünü eda niyetiyle inşa edilen, Osmanlı’nın ilk Selâtin Camisi olan, Bursa Ulu Camisinde ki ilk hutbe vazifesi, Emir Sultan (Kuddise Sirruhu)na verilmişti. O ise bu vazifeye daha layık olan “Somuncu Baba” lakablı zata bu vazifenin verilmesini istemiş ve böylece Sultan Bayezid, Şeyh Hamid-i Veli (Kuddise Sirruhu) ile tanışmıştı. Somuncu Baba (Kuddise Sirruhu) kendi hallerini gizleyen biri olsada, bu vazifeyi yerine getirmek zorunda kaldı. Namazdan sonra yaptığı sohbette, Fâtiha sûresine yedi farklı şekilde mana vererek, başta padişah olmak üzere herkesi etkiledi. Bu olaydan sonra Molla Fenârî kendisine mürid oldu. [5]
Bursa’dan Ayrılışı ve Vefatı
Bursa Ulu Camisinde verdiği hutbeden sonra, devlet ve halk nazarında tanınan ve giderek artan ilgiden bunalan Somuncu Baba, Bursa’yı terk ederek Aksaray’a yerleşti. Burada irşad vazifesine devam ederek, ömrünün sonuna kadar burada yaşadı. [6]Lakin bir başka rivayette, Malatya taraflarında yaşayıp vefat ettiği söylenmektedir.
Dipnotlar
[1] İsmâil Hakkı Bursevî, s. 70
[2] Lâmiî, Nefehât, s. 204
[3] Lâmiî Nefehât, s. 683
[4] Sarı Abdullah Efendi, s. 231
[5] Lâmiî Nefehât, s. 683
[6]Lâmiî, Nefehât, s. 204