Zilhicce ayının 8. Günü olan Terviye günü, Hac menâsikinin îfâ edilmeye başlandığı gün olduğundan dînî açıdan büyük önem taşıyan, sayısız fazîleti hâvî mübârek bir gündür. Terviye kelimesi lügatte ‘düşünmek, akıl yormak; sulamak, suya kazandırmak’ mânâlarına gelir. Bu günün neden ‘terviye’ olarak adlandırıldığı konusunda, lügatteki mânâlarının her biriyle ilgili olarak çeşitli görüşler öne sürülmüştür, en doğrusunu Allah Te‘âlâ bilir.
Hac farizasını îfâ etmek üzere mukaddes topraklarda bulunanlar, terviye gününde ilgili vazifeleri yerine getirmekle muhtelif fazîlet ve müjdelere nâil olacaklardır inşallah. Bizler gibi, Hac menâsikinin îfâ edilebileceği yegâne toprakların dışında bulunan kimselerin de bu günü ihyâ adına yapabilecekleri ameller mevcuttur. Bu amellerin başında da şüphesiz Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in beyân ettiği orucu gelmektedir.
İbnü Abbas (Radıyallâhu Anhumâ)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Terviye (Zilhiccenin sekizinci) gününün orucu, bir seneye, Arefe gününün orucu ise, iki seneye keffârettir.”[1]
Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ)dan gelen bir rivayete göre: “Terviye günü orucuna karşı, bin köle azadı, bin deve kurbanı ve Allâh yolunda cihada bin at bağışı sevabı vardır.”[2]
Arefe Gününün Fazîletleri ve Orucu
Arefe günü, şeytanın sene içinde hiç olmadığı kadar zelil olduğu, ecir ve mükâfatların katbekat katlandığı, insanların kitleler hâlinde bağışlandıkları umumî affın söz konusu olduğu mübârek bir gündür. Bu günde hayır ve hasenâtta bulunmalı, tasadduk edilmelidir. Arefe günü oruç tutmak müstehâbdır. Arefe Gününün fazîletleri hakkında mâlumat edinmek için tıklayınız…
Arefe Günü Oruç Tutmanın Fazîletiyle İlgili Hadîs-i Şerîflerden Birkaçı
Ebû Katâde (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlullâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ‘’Arefe günü orucu geçen sene(nin günahları) için de gelecek sene için de kefarettir.’’[3]
İbnu Abbâs (Radiyallâhu Anhumâ)dan rivayet edilen edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlullâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ‘’(Zilhicce’nin)on gün(ün)den her birinin orucu bir senelik oruca denktir.’’ Arefe gününün orucu iki seneye, Aşurâ gününün orucu ise bir seneye denktir.’’[4]
Arefe günü orucunun müstehab olduğunu beyan eden bu mealde birçok hadîs-i şerîf vârid olmuştur. Orucu müstehab olan birçok gün varsa da bugünün diğer günlerden üstünlüğü söz konusudur. Nitekim Âişe (Radıyallâhu Anhâ) şöyle demiştir: ‘’Sene içinde Arefe gününden ziyade oruçlu geçirmek istediğim hiçbir gün yoktur.’’[5]
Teşrik Tekbirleri
Bir Müslümân, Allah Te‘âlâ’yı namazlar başta olmak üzere, uyanık bulunduğu her an hatırlar ve zikreder. Öyle kimseler vardır ki, onlar uyurken dahi Allah Te‘âlâ’dan gafil değillerdir. Bunun yanında, Allah Te‘âlâ âzametinin mü’minler tarafından ifade edilmesini tıpkı namazda olduğu gibi, namaz dışında da belli vakitlerde emretmiştir. Tekbir getirmenin emredildiği bu vakitlerden biri de, Arefe günü sabah namazının farzını müteakip başlayarak (Hanefî ulularının mezhebine göre) Kurban bayramının 4. Günü ikindi namazının farzını müteakip tekrarlamak da dâhil olmak üzere, toplam 23 vakit farz namazların selâm ile tamamlanış vaktidir. Sol tarafa selâm verildikten sonra bir kez:
“اَللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ لاا اِلهَ اِلاَّ اللّه وَاللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ وَلِلّهِ الْحَمْدُ” denilmesi (Hanefî Ulularının mezhebine göre) vâcibdir. Teşrik tekbirleri hakkında detaylı mâlumat için tıklayınız…
Dipnotlar
[1] Ebû’ş-Şeyh, İbn-i Neccar, Nebhanî, el-Fethu’l-Kebîr, No:7294, 2/24
[2] Abdülkadir Geylânî, el-Ğunye 2/39
[3] Müslim, Sıyâm: 36, no:2804, 3/167
[4] İsbahânî, et-Terğîb ve’t-Terhîb, no:369, 1/246
[5] İbnu Ebî Şeybe, el-Musannef, no:9809, 3/96