1444 yılında Osmanlı ve Macarlar arasındaki savaşa son veren, Edirne-Segedin antlaşması imzalanmıştı. Bu antlaşma ile 10 sene boyunca taraflar arasında sulh olacaktı. Lakin, bu antlaşmadan memnun olmayan Papa ve ona bağlı olan Kardinal Cesarini’nin kışkırtması sebebiyle, Macar kralı tarafından antlaşma bozuldu. Osmanlı aleyhine bir haçlı ordusu kurulmaya başlandı.
Kurulan haçlı ordusunda, Macarlar başta olmak üzere, Sırplar, Eflak askerleri ve Hırvat-Bosna kuvvetleri vardı. Papalık ve Bizans tarafından desteklenen bu ordunun amacı, Balkanlardan Türkleri tamamen çıkarmak ve Edirne’ye kadar ilerlemekti. Sultan II. Murad ise tahtı oğlu II. Mehmed (Fatih Sultan)’a bırakarak inzivaya çekilmişti. Bu olaylar üzerine tekrar devlet ve ordunun başına geçmiştir.
Haçlı Yağma ve Talanları
Balkanlarda ilerleyen haçlı ordusu önüne gelen bütün köyleri yağmalıyor ve yakıyordu. Hristiyan köyleri bile talan edilmiş, kiliseler bile tahribata uğramıştı. Az sayıda Osmanlı askerleri tarafından savunulan kaleleri ele geçirerek içindeki askerleri şehit ettiler. Avrupa’dan gelecek olan destek ordusunu beklemek üzere, Varna’da ordugahlarını kurdular.[1]
Sultan II. Murad ise gelişmeleri takip ediyor ve ordusu ile düşmanı karşılamak üzere harekete geçiyordu. Lakin Rumeli tarafına geçmek için, Ceneviz gemileri ile anlaşıp, asker başına bir duka altın vermek zorunda kaldı. Böylece ordusunu Rumeli tarafına geçirerek, Balkanlarda toplanan haçlı ordusunun üzerine yürüdü ve vaziyetini aldı.
Savaşın Başlaması
Osmanlı sipahi hücumu ile savaş başladı. Macar ordusunun saldırıları sonucunda Osmanlı ordusunun iki kanadı birden bozuldu. Merkezde olan Padişah ve etrafındaki yeniçeriler yalnız kaldılar. Bu geçici üstünlüğe güvenen Macar Kralı, etrafındaki askerler ile Sultan’ın üzerine hücuma geçti. Yeniçeriler ise amansız bir savunma yaparak, hem Macar kralını hemde bütün mahiyetini öldürmeyi başardılar.
Macar Kralı’nın ölümü, bütün Haçlı ordusunda bozgun havası oluşturmaya yetti. Bozulan Osmanlı kanatlarındaki askerler geri dönerek savaşı lehlerine çevirdiler. Edirne-Segedin antlaşmasının bozulmasında en büyük pay sahibi olan Kardinal Cesarini ise kaçarken öldü. Osmanlılar ise Anadolu Beylerbeyi Karaca Bey, Fenârîzâde Hasan Paşa ile Vardar Yenicesi Kadısı Bedreddin’i şehit verdiler.
Fetihnâmeler
Varna savaşının zaferle sonuçlanması üzerine bu haber, diğer İslâm memleketlerine yollanan Fetihnâmeler ile yayılmıştır. Fetihnâme yollanan İslâm hükümdarları arasında, Şâhruh, Karamanoğlu İbrâhim Bey, Memlük Sultanı Çakmak ve Karakoyunlu Cihan Şah vardı.
Haçlı ordusunun yaşadığı bu mağlubiyet bütün Hristiyan dünyasında üzüntü ile karşılandı. İncil üzerine yemin edilerek imzalanan, Edirne-Segedin antlaşmasının bozulması yüzünden ilahi bir cezaya müstehak olduklarına inanan Hristiyan halkları, Osmanlı gücü karşısında büyük bir karamsarlığa düştü. Ayrıca Balkanlardaki Osmanlı hakimiyeti pekişti. Bulgaristan ve Mora, Osmanlıya bağlandı.
Rabbimiz bu zaferde emeği geçen bütün şehîd ve gazilerimize rahmeti ile muamele buyursun.
Dipnotlar
[1] Osmanlı Tarihi, İsmail Hakkı Uzunçarşılı I. Cilt, s, 433