Kadîm tedrîsât usûlümüzün geçmiş büyüklerimizin ders halkalarından günümüze taşınmasına vesile olan şahsiyetlerden merhûm Zavendikli Mustafa Efendi hocamızı, vefâtının sene-i devriyesi olan 19 Ekim tarihinde ilim yolunda hizmetleriyle hatırlıyor, hayırla ve minnetle yâd ediyoruz. Detaylı hâl tercemesi, ilme verdiği önem, Mahmud Efendi Hazretleriyle olan yakınlığı ve şahsiyetine ait malûmata buradan ulaşabilirsiniz.
Merhûm Zavendikli Mustafa Efendi; verâ sahibi, talebelerine ve çevrelerindekilere daima takvâ sahibi olmayı tavsiye eden müttakî bir zât idi. Az uyur ve az konuşurdu. Pek heybetli lâkin asla kalp kırmayan, ağzı duâlı, örnek bir şahsiyetti.
“Sizden birinizin sırtında odun taşıması, başkasından istemesinden daha hayırlıdır.”[1] hitâbınca kimseye yük olmayı asla sevmeyen bir insandı. Çoğu zaman -şeriata uygun bir vaziyette- dolmuşlara binerek hizmet ederdi.
Müftü mahallesindeki medrese odasında durur ve insanların rahatlıkla ulaşabildiği biri olmaktan memnuniyet duyardı.
Ziyade itibar sahibi bir zat olduğu için aile içi tartışmalar, sık rastlanan arazi kavgaları, ortaklar arası anlaşmazlıklar gibi içtimaî meselelerde insanlar kendisine itibar eder ve müşkilâtın halli için cenaplarına müracaat ederlerdi.
Cenâzelere katılır, davet edildiği nikâh, düğün, sünnet ve icâzet merasimi gibi cemiyetlere iştirak etmeyi ihmal etmez idi.
“Allah’a (Celle Celâluhû) ve âhiret gününe iman eden misafirine ikram etsin!”[2] sırrınca tüm misafirlerine mutlaka bir şeyler ikrâm etmeye gayret eder ve: “Bu, ölü ziyareti olmasın!” derdi.
Dünya Beni Sevmedi, Ben De Onu Hiç Sevmedim
Dünyayı sevenler veli değildir
Canı terk edenler deli değildir
İnsanoğlu gamdan hali değildir
Her birini bir efkâra yazmışlar.
Mustafa Efendi on beş yıl boyunca ders okuttuğu Müftü Mahallesinde bulunan medresedeki rahlesinden 6 Ekim 2009 Pazartesi günü nefes darlığı şikâyeti ile hastaneye kaldırıldı. Ziyarete gelenlerle helâlleşmiş, gelemeyenlere de kendinden yana tüm haklarının helâl olduğunu, onlarında haklarını helâl etmelerini dilediğini tebliğ ettirmiş ve hizmetlerinin vefâtından sonra da devam ettirilmesini vasiyet etmiştir.
İbâdetlerine aksatmadan devam ederken, okutacağı dersler için günler verirken bir yandan da: “Dünya beni sevmedi, bize küstü, zaten ben de onu hiç sevmemiştim” sözleri ile terk-i dünya ettiğini ima etmiştir.
Dilinde;
Hak tecellî eyleyince her işi asan eder.
Halk eder esbabını, bir lahzada ihsan eder, ihsan eder, ihsan eder…
Beyitleri ile girdiği yoğun bakımda beş gün kalmış ve 19 Ekim Pazartesi gecesi hasretini çektiği vuslatı yaşamıştır. Cenâze namazı, 20 Ekim Salı günü öğle namazını müteakiben mahşerî bir kalabalık tarafından edâ edilmiştir. Cenâze merâsimini, Mahmud Efendi Hazretlerimiz (Kuddise Sirruhû) da teşrif etmiş ve kendileri hakkında hüsn-i şehâdette bulunmuştur. Zavendik köyündeki aile kabristanlığında medfûn bulunmaktadır. Mevlâ Te‘âlâ rahmet eylesin!
Dipnotlar
[1] Buhârî, No:1410; Müslim, No:1042; Tirmizî, No:680; Nesâî, No:2589; Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, No:9411.
[2] Buhârî, No:5672; Müslim, No:182.