Asıl ismi, Ebû Abdirrahmân Abdullah bin Ömer bin El-Hattâb El-Kureşî El-Adevî’dir. 608 yılında Mekke’de dünyaya geldi. Hazreti Ömer (Radiyallâhu Anh)ın oğlu ve Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem)in eşi olan Hafsa (Radiyallâhu Anhâ)nın kardeşidir. Babasıyla beraber Müslüman olduktan sonra gene onunla birlikte Medine’ye hicret etmiştir.
Yaşının küçük olması sebebiyle Bedir ve Uhud savaşlarına katılmasına izin verilmedi. İlk katıldığı savaş Hendek harbidir. Hayber ve Huneyn savaşlarına da katıldı. Mekke’nin fethi ve Rıdvan biatında hazır bulundu. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ile hısımlığı sebebiyle onun çok yakınında olma fırsatını elde etmiş ve çok hadis rivayet eden sahabîler arasına girmiştir. Ayrıca 4 büyük fakih sahabîden oluşan, “Abâdile”den biridir.
İstanbul Kuşatması
Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem)in vefatından sonraki fetih hareketlerine katılmış ve kahramanca savaşmıştır. Yermük ve Nihavend savaşlarına iştirak ederek, Şam, Irak ve Mısır fetihlerinde hazır bulundu. Muaviye (Radiyallâhu Anh)ın hilafeti döneminde, Bizans’a karşı yapılan sefere katılarak, İstanbul kuşatmasında vazife almıştır. Horasan ve Taberistan taraflarında ki fetihlere de katkısı olmuştur. [1]
Zengin olup, servetinin birikmesine izin vermez ve en sevdiği malları ve kölelerinden başlamak üzere infak ederdi. Son derece zühd ve sade bir hayat tarzı vardı. Namaz kıldığını gördüğü kölelerini hemen azat ederdi. Bu konuda ki iyi niyetinin istismar edildiğini söyleyen kişilere ise: “Bizi Allah ile aldatmak isteyenlere aldanmaya razıyız” derdi. Bu şekilde 1000 kadar köleyi azat ettiği rivayet edilir. Az yemek yer ve gerekmedikçe konuşmazdı.
Peygamber Sevgisi
Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem)in kendisi hakkında, “Abdullah ne iyi insan, bir de gece namazı kılsa!” buyurması üzerine hayatının sonuna kadar bu namazı terk etmemiştir. [2] Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in geçtiği yolları takip ederek aynı yerlerden geçerdi. Namaz kıldığı yerleri tesbit ederek, oralarda namaz kılardı. Her konuda onu taklit etmeye çalışır ve hiçbir ayrıntıyı kaçırmazdı.
Kendisinden 2630 adet hadis rivayet edilmiştir. Yetiştirdiği hadis talebeleri arasında, Abdullah bin Abbas, Câbir bin Abdullah (Radiyallâhu Anhüma), Enes bin Sîrîn, Hasan-ı Basrî, Saîd bin Müseyyeb, Nâfi, Mücâhid, Tâvus (Rahimehumullah) gibi zatlar vardır. En çok fetva veren sahabîlerden idi. 60 yıl boyunca fetva vermiş ama kesin emin olmadığı zamanlarda fetva vermemiştir. Kendisinden ısrarla fetva isteyen birisine, “İbn Ömer böyle fetva verdi diyerek sırtımızın cehennem köprüsü haline getirilmesini mi istiyorsun?” demiştir. [3]
Hazreti Osman (Radiyallâhu Anh)ın şehadetinden sonra ortaya çıkan fitne ve savaşlara dahil olmamıştır. Bununla beraber yanlış gördüğü uygulamalar hakkında hakikati söylemekten geri durmamıştır. Yaşanan karışıklıklar zamanında defalarca halife olması için talep gelmiş ama her seferinde bunu reddetmiştir. 692 senesinde, 80’li yaşlarda iken Mekke’de vefat etmiştir. Allah (Celle Celâluhû) şefaatlerine mazhar eylesin.
Dipnotlar
[1] Taberî, 5, s, 232
[2] Buhârî, Fezâil , 19
[3] İbn Hacer, El-İşâbe, 2, s,347