Deniz muhârebeleri dünya harp târihi açısından da, İslâm fütûhâtı açısından da son derece önem taşır. Osmanlı Devleti’nin ilk kaptan paşası olan ve kendisine Kaptân-ı Deryâ unvanı layık görülen Barbaros Hayreddin Paşa, önemli Müslüman denizcilerindendir. Vefâtının sene-i devriyesi olan 4 Temmuz tarihi vesilesiyle kendisini hizmetleriyle hatırlıyor, hayırla ve minnetle yâd ediyoruz.
Asıl adı Hızır Reis olan Barbaros Hayreddin Paşa, 1478 senesinde Midilli adasında doğdu. Ağabeyleri Oruç Reis ve İshâk Reisle birlikte deniz ticareti yapıyorlardı. Denizcilikteki başarıları ticaretlerini güçlendirdiği gibi, kendilerinde hâkimiyetlerini toprak hâkimiyetine dönüştürme arzusunu hâsıl etti. Giriştikleri mücadelelerden birinde Oruç Reis, Rodos şövalyelerine esir düştü. Kurtulmasında etkin rol oynayan Şehzâde Korkut’la hareket etmeye başladılar. İlerleyen dönemde mücadelelerini gayretle sürdürüp Kuzey Afrika’da toprak elde ettiler; Cezayir’i hâkimiyetleri altına aldılar.
Denizcilik tarihinin en başarılı kardeşleri, Venedikliler ve Cenevizliler gibi, dönemin en büyük denizci devletlerine karşı dahi üstün başarılar elde ettiler. Osmanlı Devleti ile hep iyi ilişkiler içerisinde oldular. Gerçekleşen savaşlar neticesinde Oruç Reis ve İshâk Reis’in vefât etmesinin ardından Barbaros Hayreddin Paşa, Yavuz Sultan Selim Hân adına para bastırıp ona bağlılığını bildirdi. Böylece Osmanlı’nın Cezayir Beylerbeyi pâyesi kendisine münasip görüldü.
Yavuz Sultan Selim Hân ona, ‘Hayreddin’ ismini verdi, onun vesilesiyle Kaptân-ı Deryâ olarak Osmanlı’da yeni bir makam teşekkül etti. Muhârebelerdeki başarılarında olduğu kadar tersanelerin geliştirilmesi gibi hizmetlerde de bulundu. Tersâne-i Âmire onun döneminde yenilendi ve Osmanlı donanmasının denizci milletlerle baş edebilecek seviyeye gelmesine yönelik hayâtî adımlar onunla birlikte atılmış oldu.
Barbaros Olarak Anılmasına Dair
Oruç Reis’in sakalları kızıl olduğundan kendisi batıda, kızıl sakallı anlamında ‘Barba Rossa’ olarak anılırdı. Aynı lakap, Oruç Reis’in vefâtından sonra Hızır Reis için kullanıldı ve bu büyük denizci batıda, bu şekilde tanındı.
Barbaros Hayreddin Paşa’nın Osmanlı’ya sadâkati, Yavuz Sultan Selim Hân’ın vefâtının ardından tahta geçen oğlu Kânûnî Sultan Süleyman döneminde de devam etti. Kânûnî Sultan Süleyman’ın 1533 tarihindeki 1. Almanya seferinde ordunun müşkül duruma düşmesi sebebiyle yardıma çağırdığı Barbaros Hayreddin Paşa’nın vesilesiyle elde edilen başarı, Tunus’a hâkim olunması ve Ege’deki Venedik adalarının Osmanlı hâkimiyeti altına alınması gibi gelişmeleri de beraberinde getirdi.
Preveze Deniz Zaferi
Osmanlı Devleti’nin Akdeniz’i adeta bir Türk gölü hâline getirmesinin ardından Haçlılar bir deniz ittifakı kurarak Osmanlı ilerleyişine dur demek istediler. 1538 senesinde Papalık, Venedik, Ceneviz, Malta, İspanya ve Portekiz haçlı donanmasından oluşan ve devrin önemli denizcilerinden Andrea Doria’nın komuta ettiği birliklerle Barbaros Hayreddin Paşa’nın komuta ettiği Osmanlı donanması, Arta Körfezinde karşı karşıya geldi. Haçlı donanması, Osmanlı donanmasından çok daha geniş ve gelişmiş olmasına rağmen donanmamız üstün bir başarı gösterdi ve hiçbir gemi kaybetmeden Haçlı donanması büyük bir mağlubiyete uğratıldı. Bu önemli deniz harbi sonunda Osmanlı Devleti’nin Akdeniz’deki egemenliği de pekişmiş oldu. Bu hâkimiyet döneminde de düşman saldırılarının sonu gelmedi. Roma Cermen İmparatoru Şarlken, Preveze deniz harbinin intikamı için saldırı düzenlediyse de, başarılı bir netice elde edemedi.
Barbaros Hayreddin Paşa’nın Vefâtı
Kaptân-ı Deryâ Hayreddin Paşa, 4 Temmuz 1546’da İstanbul’da vefât etti ve Beşiktaş’ta defnedildi. Türbesi, kendisinden sonraki Türk denizciliği için önemli bir mekân hâline geldi. Kaptan Paşalar hil‘atlerini onun türbesinde giydiler. Burada Kur’ân-ı Kerîm tilâvetleri ve duâlı merasimler düzenlenir, muhtaç kimselere yemek ikramında bulunulurdu. Günümüzde de denizciler başta olmak üzere, mânevî değerlere bağlı olan kimseler için Barbaros Hayreddin Paşa’nın türbesi önemli bir ziyaretgâhtır. Barbaros Hayreddin Paşa’nın adı ayrıca bazı iskeleler ve gemiler başta olmak üzere, muhtelif semt, cadde ve mevkilere verilmiştir. Mevlâ Te‘âlâ rahmetiyle muamele eylesin.