Vefâtının sene-i devriyesi olan 13 Temmuz tarihi vesilesiyle Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ) vâlidemizi rahmetle ve minnetle hatırlıyor, hayırla yâd ediyoruz. İlmî ve fikrî açıdan rehberliğine ait daha evvel kaleme alınmış olan makalemizi okumak için tıklayınız…
Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ) vâlidemiz, dünya kadınları arasında hususî bir yere sahiptir. Hazreti Ebûbekir es-Sıddık (Radıyallâhu Anh)ın kızı, mü’mine bir kadın olmak başlı başına yüksek bir fazîlettir. Onu asıl üstün kılan en önemli hususlar ise Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in hanımlarından olması, ilmi, takvası ve samimiyetidir. O, bu husûsiyetleriyle İslâm tarihinin en büyük şahsiyetlerinden biri hâline gelmiştir.
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in zevceleri, mü’minlerin anneleridir. Bu durum âyet-i kerîmede açıkça beyan edilmiştir:
“O Nebî(yy-i zî`şân), müminlere kendi (öz) canlarından evlâdır! (Kendisi müminlerin babası makamında olduğu için,) eşleri de onların anneleridir!..”[1]
Bu anneliğin hakîkî bir annelik oluşu, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in vefâtından sonra dahi onların başkalarıyla nikâhlanmasının helâl olmayacağının beyanıyla sabittir. “…Ne Allâh’ın Rasûlüne eziyet etmeniz, ne de onun (vefatının) ardından eşlerini nikâhlamanız sizin için ebediyyen (câiz) olmaz! İşte gerçekten de bu (anlatılanlar), Allâh katında (günahı ve cezayı gerektiren) pek büyük bir şey olmuştur.” [2]
Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ) Vâlidemizin Üstün Vasıfları
Ebû Mûsâ (Radıyallâhu Anh)dan rivâyete göre, Rasûlullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ) validemizin üstünlüğünü şöyle beyan etmiştir: “Erkeklerden pek çok kimse olgunluğa erişti kadınlardan ise İmrân kızı Meryem ve Firavun’un karısı Asiye kemale erişenlerden oldu. Âişe’nin diğer kadınlara üstünlüğü tirit yemeğinin diğer yemeklere üstünlüğü gibidir.”[3]
Hazreti Âişe (Radiyallâhu Anhâ) buyurdu ki: “Ben on vasıfla üstün kılındım. Cebrâil suretimi Peygamberimiz Efendimiz’e getirdi ve ‘bununla evleneceksin’ dedi.”
On Vasıf
Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ) kendisini üstün kılan on vasfı şöyle beyân etmiştir:
“Peygamberimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) bakire olarak sadece benimle evlendi. Annesi ve babası da muhacir olan zevcesi (ailesi, hanımı) sadece benim. Allah, benim suçsuzluğum üzerine semadan âyet indirdi. Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) benimle beraber iken vahye mazhar olurdu. Peygamberimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) ve ben aynı kaptan guslederdik. Ben onun önünde uzanmış yatarken namaz kılardı, (hastalığında ben tedavi ettim). Benim göğsüme dayalı olarak, benim odamda ve benim gecemde son nefesini verdi, benim odamda defnedildi.”[4]
Dipnotlar
[1] Ahzâb Sûresi:6
[2] Ahzâb Sûresi:53
[3] Buhârî, Enbiya:34; Nesâî, Muaşeret:3
[4] Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları: 17/24-25