Vefâtının sene-i devriyesi vesilesiyle, Sultan 4. Mehmed Hân’ı İslâmiyet’e olan hizmetleriyle hatırlıyor, hayırla ve minnetle yâd ediyoruz.
19. Osmanlı padişahı ve 98. İslâm halifesi olan Sultan 4. Mehmed Hân, 2 Ocak 1642 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Sultan İbrahim, annesi Valide Turhan Sultan’dır.
Sultan 4. Mehmed Hân’ın doğumu, Ramazân-ı Şerîf ayının Perşembe gününe rastladı. Doğumundan birkaç gün önce büyük barut mahzeninin patlaması ve doğduğu gecenin Terâvîh namazı vaktinde büyük bir yer sarsıntısının gerçekleşmesi, onun süreceği hayat açısından tedirginliğe sebep oldu. Bu olumsuz gelişmelere rağmen şehzâdenin doğumu vesilesiyle tertip edilen umûmî şenlikler, endişe verici olayları unutturdu. İmam-ı Şami, Yusuf Efendi, Şami Hüseyin Efendi ve devrin diğer kıymetli hocalarından ders almak suretiyle iyi bir şehzade kimliğiyle yetişti.
Sultan 4. Mehmed Hân, gelişen birtakım olaylar sebebiyle babası Sultan İbrahim’in tahttan indirilmesi üzerine, 7 yaşında tahta çıktı. Saltanatı 39 sene sürdü. Bu uzun saltanat süresiyle, Kanûnî Sultan Süleyman Hân’dan sonra, en uzun saltanat süren padişah olarak tarihe geçti.
Tahta, çok küçük yaşta çıkmış olması sebebiyle annesi Valide Turhan Sultan ve babaannesi Kösem Sultan’ın devlet işlerine dahli söz konusu oldu. Saltanat vetiresi, Osmanlı tarihinin zor dönemlerinden birine tevafuk etmişti. Devlet; siyâsî, idârî ve ekonomik yönden çok zayıf bir durumdaydı. Her alanda ciddî tedbirler alınması elzemdi. 1652 senesinde Tarhuncu Ahmed Paşa, sadrazamlık vazifesine getirildi; önemli tedbirler alınıp derhâl uygulamaya konuldu.
Vaka-i Vakvakiye
Alınan tedbirler vesilesiyle birtakım düzelmeler söz konusu olduysa da derinleşen problem kısa bir sürenin ardından yeniden gün yüzüne çıktı. Askerlerin bir kısmına, ayarı düşük para verilmesi, bir kısmına ise ödeme yapılamaması, neticeleri son derece ağır, büyük bir ayaklanmaya sebep oldu. 4-8 Mart 1656 günlerinde vuku bulan ve “Çınar Vakası” olarak da anılan bu vaka daha çok “Vaka-i Vakvakiye” olarak bilinir.
Köprülüler Dönemi ve Sonrasındaki Gelişmeler
Osmanlı Devletinin buhranlı günleri devam ediyordu. Venediklilerle gerçekleşen deniz savaşı, ağır bir mağlubiyetle neticelendi; bazı topraklar kaybedildi. Çözüm yolları arayan Sultan 4. Mehmed Hân, sadrazamlık vazifesini Köprülü Mehmed Paşa’ya tevdî etti. Köprülü Paşa vazifeye getirilmesinin ardından devletin iç güvenliğini yeniden tesis etti. Bir süre sonra Venediklilerle tekrar karşı karşıya gelindi ve alınan galibiyetle beraber, daha önce kaybedilen topraklardan bazıları geri alındı.
Köprülü Mehmed Paşa’nın vefâtının ardından vazifeye, oğlu Fazıl Ahmed Paşa getirildi. O da babası gibi başarılı bir Sadrazamlık dönemi geçirdi. Girit, Uyvar, Podolya ve Kamaniçe gibi önemli fetihlerin gerçekleştiği Fazıl Ahmed Paşa dönemi, 1676 senesindeki vefâtıyla sona erdi ve yerine, bu ailenin yetiştirdiği Merzifonlu Kara Mustafa Paşa getirildi.
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın Sadrazamlığı da genel olarak başarılı geçti. Öyle ki padişah dahi onunla seferlere çıktı. Osmanlı-Lehistan ve Osmanlı-Rus savaşlarında büyük başarılar elde edilmesine rağmen 2. Viyana kuşatmasının başarısızlıkla sonuçlanması, onun da sonu oldu. Osmanlı düşmanları ittifaka giriştiler. Avusturya, Lehistan ve Venediklilerden oluşan “Kutsal İttifak” ordusu ile Osmanlı ordusu karşı karşıya geldi. Mohaç savaşının mağlubiyetle neticelenmesi sebebiyle Sultan 4. Mehmed Hân 1687 senesinde tahtı, kardeşi 2. Süleyman’a bırakmak zorunda kaldı.
Sultan 4. Mehmed Hân’ın Şahsiyeti
İtidal sahibi, sözünün eri, kadirşinas ve vefakâr bir şahsiyete sahip olduğu kaydedilen Sultan 4. Mehmed Hân’ın fizikî açıdan orta boylu, beyaz tenli ve yanık çehreli olduğu belirtilir. Edebiyata son derece meraklı olan Sultân’ın, tarihle de yakından ilgilendiği, Hazarfen Hüseyin Efendi’den tarih dersleri aldığı, Sır Kâtibi Abdi Ağa’yı, döneminin hâdiselerini kaydetmekle görevlendirdiği nakledilir.
Son derece dindar bir kişiliğe sahip olduğu, beş vakit namazını cemaatle kılmaya azamî özen gösterdiği aktarılan Sultan 4. Mehmed Hân’ın, bid‘âtlerle olan mücadeleleri konusunda ulemâya da büyük destek verdiği ifade edilir. Toplumsal düzenin sağlanması konusunda, kahvehanelere kısıtlamalar getirilmesi, çalgıcıların İstanbul’dan uzaklaştırılması gibi gelişmeler de onun saltanatı devrinde söz konusu olmuştur. Sultan 4. Mehmed’in en büyük merakı avlanmaya idi. Av ile o kadar bütünleşmişti ki, “Avcı Mehmed” lakabıyla anıldı.
Osmanlı Mimarisine Katkıları
İnşaatı yarım asırdan fazla süren Yeni Camii ve Külliyesi, onun devrinde tamamlandı. Rumeli ve Anadolu Hisarları tamir edildi. Mısır Çarşısı, Vezirköprü Fazıl Ahmed Paşa Külliyesi, İncesu Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii ve Kervansarayı, onun devrinde inşa edilen diğer eserlerdendir.
Vefâtı ve Cenâze Namazı
Sultan 4. Mehmed Hân tahttan indirildikten sonra Edirne Sarayında iki oğluyla tutuldu, burada 6 Ocak 1693 vefat etti cenazesi Eminönü Yeni Camii Turhan valide türbesine annesinin yanına defnedildi. Oğullarından 2. Mustafa ve 3. Ahmed de padişahlık yapmıştır. Mevlâ Te‘âlâ rahmet eylesin.