Sultan 1. Mahmud Hân’ı hayırla ve minnetle yâd ediyoruz. Hayatı hakkında detaylı malûmat edinmek için tıklayınız… Sultan 1. Mahmud Hân’ın saltanâtı bizler için; İsmailağa Camii’mizin bânîsî Şeyhülislâm İsmail Efendi Hazretleri’nin oğulları Şeyhülislâm İshâk Efendi ve Mehmed Esad Efendilerin de müftülük, kazaskerlik ve meşihat vazifelerini de kapsaması açısından özellikle önem taşımaktadır.
24. Osmanlı padişahı olan Sultan 1. Mahmud Hân’ın saltanâtı 24 sene sürmüştü. Bu süre, uzun bir süreydi ve Osmanlı devrinin en uzun süreli saltanatlarından birini oluşturuyordu. Onun döneminde idarî işler yumuşak geçmiş bu vesileyle halkla Sultanlık arasında büyük bir muhabbet, derin bir sevgi hâsıl olmuştu. Hâriciye nâzırlarının başarıları sayesinde diplomaside büyük başarılar kaydedilmiş, yapılan Belgrad antlaşması, büyük kazanımlara vesile olmuştu. Sınırlar genişlemiş, Topal Osman Paşa ve Hekimoğlu Ali Paşa gibi o devrin önemli şahsiyetleri eliyle içeride de önemli başarılara imza atılmıştı.
Sultan 1. Mahmud Hân, saltanatına Ayasofya ve Valide Camiilerinde kütüphane kurdurarak başlamıştı. Daha sonra bir de Fatih Camii’nde kütüphane açtırdı. Galata Sarayında kurdurduğu kütüphane onun son icraatı oldu. Saltanatı boyunca kurdurmuş olduğu bu dört büyük kütüphane onun, halkın kültürel donanımını ve seviyesini ne derece önemsediğinin en önemli göstergesiydi.
Kütüphanenin açılışında Kur’ân-ı Kerîm tilâvetinde bulunuldu. Tilâvet edilen on âyet-i kerîmenin ardından Fâtiha-i Şerîfe okundu ve Kâdî Beydâvî tefsiri esas alınarak tefsir edildi. Kütüphanenin sağında ve solunda bulunan çeşmelerden, şerbet akıyordu. Açılışa iştirak edenler kana kana içtiler.
Sultânın saltanatının son faaliyeti, Galata Sarayındaki kütüphanenin açılışından altı gün sonra tertip edilen Kur’ân-ı Kerîm tilâveti meclisini teşrifi oldu. Bu ziyâret onun aynı zamanda, halk tarafından da en son müşahede edilişiydi.
Saltanatının son iki senesinde İstanbul’da üzücü hâdiseler meydana gelmişti. Sultân, topyekûn Kur’ân-ı Kerîm okutturuyor ve duâ ettiriyordu. Yaşanan bu hâdiseler de, depremleri takip eden önemli zevâtın ölümü de ciddi şekilde sarsmıştı kendisini.
Sultan 1. Mahmud Hân’ın hastalığıyla ilgili tarihî kaynaklarda birkaç kayıt bulunur. Kemik veremi, fistül hastalığı, yüksek tansiyon ve mide hastalığı bunlardandır. Bazı kayıtlara göre vefât sebebi kalp krizi ya da tansiyona bağlı beyin kanamasıdır; fakat mide rahatsızlığıyla ilgili kayıt daha güçlü görünmektedir.
Sultan 1. Mahmud Hân, İslâmiyet’e son derece bağlı bir padişahtı. Safer ayının 27’sinde, ağırlaşan hastalığına ve hekimbaşının bütün uyarılarına rağmen, dinî hassasiyetlerine bağlı olarak Cuma namazına çıkmak istedi. Hükümdarı tutma yetkisine sahip olan silahtarlar ve ağalar omuz vererek sultânı güçlükle ata bindirdiler. Sultân camiye götürüldü ve Cuma namazının edasının ardından geri dönülürken sarayın dışarıdan giriş kapısının hemen altında son nefesini vererek emaneti teslim etti.
Çok sevilen padişahın vefâtı sebebiyle halk, derin bir teessüre sürüklendi; memlekette adeta matem havası oluştu. 59 yaşında vefât eden Sultan 1. Mahmud Hân, 24 sene, 2 ay ve 12 gün boyunca tahtta kaldı. Cenâze merasimi, sade bir şekilde gerçekleştirildi.
Halefi olan kardeşi Sultan 3. Osman Hân, hüznünü ifade eden matem elbiseleriyle tahta çıktı. Vefât eden Sultan 1. Mahmud Hân’ın cenâzesi teçhiz ve tekfin işlemleri için Hırka-i Sâadet mevkiine götürüldü. Devlet erkânı, uğurlamak için hazır bulundukları sultanlarıyla son kez vedalaştı. Cenaze namazı Babüssaâde’nin musallâsında, Şeyhülislâm Mehmed Said Efendi tarafından kıldırıldıktan sonra sultanın cenazesi Yeni Camii Valide Turhan Sultan türbesine, babası Sultan 2. Mustafa Hân’ın yanı başına defnedildi. Mevlâ Te‘âlâ rahmet eylesin. Âmîn.