Ramazân-ı Şerîf ayının ardından sırasıyla müşerref olduğumuz kıymetli ayların gönül dünyamızı teşrîfinden sonra, Muharrem Ayı’nın bereket ve sürûru ile yeni bir hicrî seneye vâsıl olduk. Takvim sırasına göre, haram ayların ilki olup büyük fazîletlerle müzehheb Muharrem Ayı’nın tamamı ibâdet ve tâati ziyadeleştirme açısından mühim olmakla beraber, “Âşûrâ” olarak anılan onuncu günü daha husûsî bir ehemmiyeti hâizdir.
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Medine’de Âşûrâ günü oruç tutup Sahâbe-i Kirâm Efendilerimize de oruç tutmalarını tavsiye edince, kendisine: “Ey Allah’ın Rasûlü! Bugün Yahudi ve Hristiyanların da ta‘zîm ettiği bir gün” denildi. Bunun üzerine, “Gelecek sene olduğunda biz dokuzuncu günü de oruçlu geçirelim.” buyurdu ve ertesi seneye ulaşan sahâbîler öyle yaptılar.”[1]
Hadîs-i şerîfte de geçtiği üzere, âşûrâ gününü oruçlu geçirmeye niyet eden Müslümanların dokuzuncu veya on birinci günü de oruçlu geçirmeleri tavsiye edilmektedir. Tarihte sıkıntı ve belâların kaldırıldığı gün olan âşûrâ gününde, başta salgın hastalık olmak üzere, mücadele etmekte olduğumuz her türlü sıkıntının kalkması için de özellikle niyâzda bulunmak elzemdir. Muhakkak ki, Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin ciğerpâresi Hazreti Hüseyin Efendimiz ve Kerbelâ’da beraberinde şehîd olan mümtaz şahsiyetler de hatırlanmalı ve o faciada yaşananlardan ders çıkarılmalıdır.
Muharrem Ayı’nı ve bâhusûs Âşûrâ Gününü bihakkın ihyâ edebilmek için lâzım olan malûmata ve bu günde işlenmesi tavsiye edilen amellere site içeriğimizden ulaşabilirsiniz:
Âşûrâ Günü Gerçekleştiği Rivâyet Edilen Hâdiseler
Âşûrâ Orucunun Sünnet-i Seniyye’de Yeri
Fazîletleri, İbâdetler, Duâları ve Zikirleriyle Muharrem Ayı
Daha önce de geçtiği gibi, Muharrem Ayı, Allah Teâlâ’nın haram kıldığı, ihyâsına karşılık ecir ve mükâfatın bolca verildiği bir aydır. Dolayısıyla, âşûrâ günü ibâdet, duâ ve zikirlerle ihyâ edildikten sonra, Muharrem Ayı’nın henüz çıkmadığı ve kalan günlerinin de birer fırsat günü olduğu hatırda tutulmalı, Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin: “Ramazân ayından sonra en fazîletli oruç, Muharrem orucudur.”[2] hadîs-i şerîfine uygun olarak bilhassa oruç ibâdetine ağırlık verilmelidir.
Bu duygu ve düşüncelerle, Peygamberler ve ümmetleri için kurtuluş günü olan bu mübârek günün ümmet-i Muhammed’in salâhı ve sükûnuna, sene boyunca sürecek bolluk ve berekete vesile olmasını dileriz. Hazreti Eyyûb’u bu günde sağlığına kavuşturduğu gibi, hastalarımıza şifâ ihsân buyurmasını ve mücadele ettiğimiz salgın hastalığı üzerimizden kaldırıp bizleri sıhhat-âfiyet üzere daim kılmasını Cenâb-ı Hak’tan niyâz ederiz.
Dipnotlar
[1] Sahîh-i Müslim, Hadîs-i Şerîf No. 1134.
[2] Sahîh-i Buhârî, Hadîs-i Şerîf, No. 5550; Sahîh-i Müslim, Hadîs-i Şerîf No. 1679.