Hakkıyla iman edip sâlih amel işleyenlere kurtuluş ve ebedî cenneti vaat eden Allah Te‘âlâ’ya nihâyetsiz hamd-ü senâlar olsun! Dinî hakikatleri ve kurtuluş yollarını beyân eden Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e ve âl-i ashâbına salât-ü selâm olsun!
Kaynaklarımızda “Şa‘bân-ı şerîfin orta gecesi” olarak anılan ve afv-ü mağfiret vakti olduğuna dair müjdelere bağlı olarak, cehennemden beraatı ifade sadedinde “Berâet Gecesi” olarak anılan mübârek geceye vâsıl olmanın sürûr ve muhabbeti içerisindeyiz.
Dinî açıdan hususî önem taşıyan gecelerin idrâk ve ihyâsı her şeyden önce anlam ve mahiyet açısından gerekli malûmata sahip olmaya ve lüzumunca amel etmeye bağlıdır. Bu konulara dair detaylı bilgiler, müstakil konu başlıkları altında yayımlanmış olan makalelerimizde yer almaktadır:
Şa‘bân-ı Şerîf Ayı ve Berâet Gecesi
Selef-i Sâlihîn’in Berâet Gecesine Verdiği Önem
Geceyi İhyâ Yolları
Sene boyunca mükellef olduğumuz ibâdetlere gereken önemi vermeyip Müslümanlığı yalnızca belli zaman dilimlerine hasreden muvakkat kimselerden olunmamalı, ibâdetlerini daima yapan kimseler zümresine dâhil olmaya gayret edilmelidir. Şa‘bân ayı, oruçla özdeşleşmiş bir ay olduğundan bu ay içinde yer alan Berâet Gecesini oruçlu karşılayıp gündüzünü de oruçlu geçirmek ve muhasebemizi büyük bir ciddiyetle gerçekleştirip tevbe ve istiğfârı çokça yapıp geceyi yeni bir başlangıç vesilesi kılmak, gecenin mânâsına en uygun davranış olacaktır. Nitekim Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz iman, sizden birisinin göğüs boşluğunda, elbisenin eskidiği/yıprandığı gibi eskir/yıpranır. Binaenaleyh Allah’tan imanınızı tecdîd etmesini dileyin.” (el-Heysemî, Mecma‘u’z-Zevâid, 1/52) Buna göre; imanın kalesi olan kelime-i tevhîd ile meşgul olmak ve imanı tecdîd etmek, geceyi müjdeleyen nassların lüzumuyla örtüşen bir tavır olacaktır.
Geceye erişmeden evvel yakınlarımızı gecenin fazîletlerinden haberdar etmek ve onlarla tebrikleşmek, hem sıla-i rahmi yerine getirmek hem de hatırlattığımız kimselerin geceyi ihyâ etmeleri durumunda, amellerinden hâsıl olacak sevaba hissedar olup ecirlerimizi artırmamızı sağlayacaktır.
Kur’ân-ı Kerîm tilâveti, evrâd-ezkâr ve duâ ile meşgul olup güzel temennîlerde bulunmak, bol miktarda salavât-ı şerîfe getirmek de geceyi ihyâ adına yapılabilecek temel amellerdendir. Sohbet meclislerinde bulunmak, gecenin gündüzünde kabristanlıkları ziyâret ederek dâr-ı bekaya irtihâl etmiş olan yakınlarımızı hatırlamak, fakir-fukarayı, öksüz ve yetimleri gözetmek, sadaka-i cariyeye özel bir önem verip maddî imkânlar elverdiği ölçüde tasaddukta bulunmak da bu gecenin bereketinden istifade etmeye vesile olacak amellerdendir.
Bu gece, dinimizin direği olan namaz konusuna özel bir ihtimam göstermek, namazları cemaatle kılma konusunda daha bir hassasiyet göstermek lazımdır. Kaza namazı borcu olanlar tarafından bu mübârek gece, bu namazların önemli bir kısmını kaza etme açısından ciddi bir fırsata dönüştürülmelidir. Fezâil-i a‘mâle dair kaleme alınmış müstakil eserlerde bu geceye mahsus birtakım duâ, ibâdet ve terkiplerden bahsedilmektedir ki, münhasıran kaza namazı borcu olmayanların bu gibi hususî amellere yönelmeleri kendilerini kazançlı kılacaktır. Mübarek geceleri takip eden günlerin de ihyaya lâyık olduğu unutulmamalı, gününü oruçlu geçirme ve ibadetleri ziyadeleştirme hususunda gayretin önemi de ayrıca hatırlanmalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle, Ramazân-ı şerîfin müjdecisi, af ve mağfiret vakti Berâet Gecesinin ebedî kurtuluşumuza vesile olmasını diler, ümmet-i Muhammed’i salgın hastalık, her türlü dert ve sıkıntıdan kurtarıp huzur, bolluk ve berekete ulaştırmasını Cenâb-ı Hak’tan niyâz ederiz.