Bu mektûb, Lâlâ Bey’e yazılmış olup İslâmı yaymaya teşvik, Müslümanlarda görülen yorgunluğun ve zayıflığın îzâhı ve kafirlerin istilâlarının ve gâlibiyetlerinin açıklaması ile ilgilidir.
Allah Sübhânehû, İslâmî hassasiyetimizi ve heyecanımızı artırsın. Bir asırdır İslâm’ın garipliği sürmekte ve bu gariplik varabileceği son noktaya varmış bulunmaktadır.
Ehl-i Küfür, İslâm topraklarında küfür ahkâmının uygulanması ile yetinmeyip İslâmî hükümleri tamamen ortadan kaldırarak yok etmek istemektedir. İslâm’ın ve Müslümanların izini silmek için çabalamaktadır. İş o noktaya vardı ki; şayet bir Müslüman, İslâm’ın temel hükümlerinden birini yerine getirecek olsa, ona ölüm acısını tattırırlar. Hindistan’da yaşayan Müslümanlar için sığır boğazlamak, İslâm’ın en yüce alâmetlerindendir. Ancak kâfirler belki fidye vermeye razı olur ama inek kesilmesine kesinlikle razı olmazlar.
Saltanatın başlangıcında İslâm güç ve revaç bulursa ve Müslümanlar da itibar elde ederse ne âlâ, yoksa Müslümanların durumu gerçekten zor olur.
Yardım et Allah’ım!
Sana sığınırız, yardımını esirgeme Rabbim!
Bu mutluluğa talip olan kişinin saadeti ne büyük bir saadettir. Ve bu devleti avlayan şahinin bahtı ne yücedir.
“İşte bu, Allâh’ın dilediğine vereceği lütfudur. Allâh, büyük lütuf sâhibidir.” (Hadîd Sûresi:21)
Allah Sübhânehû sizleri Peygamberlerin Efendisi’ne (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) tâbî olmakta sabit kılsın. (Aleyhi ve alâ âlihi ve aleyhim minessalevâti efdalühâ ve minetteslîmâti ekmelühâ) Vesselâm.