6 Temmuz mîlâdî târihi, Yavuz Sultan Selim Hân’ın Mısır seferi neticesinde hilâfet makamıyla beraber mukaddes emânetleri devraldığı gün olması açısından önem taşımaktadır. Biz de bu vesileyle mukaddes emânetlerin Osmanlı ecdâdımıza intikal sürecinden bahsetmek istiyoruz.
Peygamberlerin (Salavâtullâhi ve Selâmuhû alâ Nebiyyinâ ve Aleyhim Ecma‘în) ve sâlih kimselerin terekesinden olan birtakım eşyalarla teberrük etmek, câiz ve meşrû olan işlerdendir. Sahâbe-i Kirâm (Rıdvânullâhi Te‘âlâ Aleyhim Ecma‘în) Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in saçı, sakalı, âsâsı ve diğer eşyalarıyla teberrükte bulunmuş ve o eşyaları saklamışlardır. Istılahta ‘teberrük’ olarak yer alan bu amelin meşrûiyetine dair Kur’ân-ı Kerîm’de deliller mevcuttur. Hazreti Ya‘kûb (Aleyhisselâm)ın, Hazreti Yûsuf (Aleyhisselâm)ın gömleğiyle teberrüğü, İsrailoğullarının son derece hürmet ettiği sandığın Kur’ân-ı Kerîm’de ‘kutsal tabut’ olarak yer alması, bu konuya müteallik başlıca delillerdendir. Zira söz konusu kutsal tabut içerisinde Hazreti Mûsâ ve Hazreti Hârûn (Aleyhimasselâm)ın terekesinden kalan hatta Şua‘yb (Aleyhisselâm) gibi onlardan evvelki Peygamberlere ait olan birtakım eşyaların bulunduğu bilinmektedir.
Bizim ‘mukaddes emânetler’ olarak ifade etmiş olduğumuz eşya ve unsurlar da böyle bir muhtevâya sahiptir. Bu emânetler arasında; geçmiş Peygamberlerin, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in ve Sahâbe-i Kirâm’dan, ulemâ-i kirâmdan büyüklerimizin terekesinden bazı unsurlar ve Harameyn’e ait bazı kalıntılar yer almaktadır.
Bu emânetlerin önemli bir kısmı Mısır seferine çıkmış olan ve o dönem hilâfeti elinde bulunduran Memlükler’in mağlup edilmesinin ardından devrin Mekke emîri Şerîf II. Berekât bin Muhammed el-Hasenî’nin gönderdiği Kâbe-i Muazzama’nın anatarlarıyla beraber, Yavuz Sultan Selim Hân tarafından teslim alınmıştır.
Mukaddes Emânetlerin Mısır’a İntikali
Mukaddes emânetler Asr-ı Saadetten itibaren sonraki asırlara, hilâfetle bağlantılı olarak intikal etmiştir. Ömer İbnü Abdilaziz (Radıyallâhu Anh)ın mukaddes emânetleri ziyârete açtığı bilinmektedir. Daha sonra Mervân dönemine intikal ettiği anlaşılan emânetler Abbâsîlere intikal etmiş, Hülâgü istilasında ziyana uğramasından korkularak Mısır’a ulaştırılmış, Memlükler dönemi de dâhil bu şekilde muhafaza edildikten sonra, Yavuz Sultan Selim Hân eliyle Osmanlı ecdâdımıza geçmiştir.
Bugün Topkapı Sarayı’ndaki hücrede sergilenmekte olan mukaddes emânetler, bize intikal etmiş emânetlerin tamamını yansıtmamaktadır. Gerek İstanbul’un muhtelif yerlerinde gerekse de diğer İslâm merkezlerinde mukaddes emânet niteliğini haiz başka unsurlar da bulunmaktadır. Topkapı Sarayı’nda muhafaza edilen emânetlerin bir bölümü Yavuz Sultan Selim Hân’ın teslim aldığı emânetlerden, bir kısmı Kânûnî Sultan Süleyman tarafından teslim alınan emânetlerden, bir kısmı Medine müdâfii Fahreddin Paşa’nın güvenlik maksadıyla gönderdiği emanetlerden ve diğer bir kısmı da sonradan satın alınarak bu kıymetlerin yanına dâhil edilen emânetlerden oluşmaktadır.
Mü’minler, Sahâbe-i Kirâm (Rıdvânullâhi Te‘âlâ Aleyhim Ecma‘în)den tevârüs etmiş oldukları bu hassasiyetle mukaddes emânetlere büyük değer vermekte, mesafelere bakmaksızın ziyâret konusunda büyük özveri göstermektedirler.
Yavuz Sultan Selim Hân, seferleri ve fütuhâtı hakkında detayı mâlumâta site içeriğimizden erişim sağlayabilirsiniz.
Yavuz Sultan Selim Hân – Şahsiyeti ve Kişisel Özellikleri